Son yıllarda bağımsız oyun geliştiricileri yalnızca kendi türlerinin en iyi örneklerini sunmakla kalmıyor, aynı zamanda bu türlerin sınırlarını da zorluyor. Fransa merkezli Irregular Shapes, bu bağlamda şehir kurma türüne yeni bir soluk getirmeye hazırlanıyor. City Tales – Medieval Era, masalsı görselliğinin altında yaratıcılığı merkeze alan büyük bir potansiyel taşıyor.
Irregular Shapes’den İlk Proje
Oyunun temel oynanış döngüsü aslında oldukça tanıdık. Küçük bir kasabayla başladığınız lortluk kariyeriniz; kaynak toplama, yapılar inşa etme ve halkınızın ihtiyaçlarına göre yeni kaynak alanlarına ulaşma üzerine kurulu. Bir şehir merkezi ve sekiz yoldaşla oyuna başlıyorsunuz. Bu noktada yoldaşlardan bahsetmek gerekiyor.
Yoldaşlar, oyunun her aşamasında kritik bir rol üstleniyor. Frostpunk ya da Manor Lords’daki iş gücü birimlerinin City Tales – Medieval Era’daki karşılığı olarak tanımlanabilecek bu karakterler, zamanla ortaya çıkan otomasyon sisteminin de bel kemiğini oluşturuyor. Bunun temel sebebi, sekiz yoldaşla başlayan yolculuğunuzda tanışacağınız dört yeni yoldaşla birlikte toplamda en fazla 12 yoldaşa sahip olabilmeniz. Oyun bu aşamaya geldiğinde ise kaynak üretim tesislerinizin sayısı çoktan bu sınırın üzerine çıkmış oluyor. İşte tam da bu noktada otomasyon sistemi devreye giriyor.
Yoldaşlarınızın oyun boyunca zanaat, inşaat, toplama, çiftçilik, işleme ve aşçılık olmak üzere altı farklı uzmanlık alanı var. Maksimum verimlilik için yoldaşların bu alanlarda çalışarak deneyim kazanması gerekiyor. Oyunun otomasyon sistemi ise basit ama işlevsel. Yoldaşlar, belirli bir süre çalıştıkları kaynak tesislerini otomatikleştirerek, başka bir binada çalışmak üzere geçiş yapabiliyor. Bu mekanik, kaynak yönetimini ciddi ölçüde kolaylaştırıyor ve şahsen bu yönünü oldukça beğendim.
Otomasyon sistemini oyunun zorluk derecesi üzerinden eleştirmek doğru olmaz; çünkü City Tales – Medieval Era’nın amacı bu değil. Oyun, oyuncuyu sınırlamak yerine, krallığını özgürce ve geniş bir şekilde haritaya yaymaya teşvik ediyor. Doğal kaynaklar hızla yenileniyor, yıkılan binaların kaynakları geri kazanılıyor ve mahalle bölgeleri elle çizilerek inşa ediliyor. City Tales, oyuncuyu yaptığı hatalardan dolayı cezalandırmak yerine, keşfetmeye ve denemeye odaklanıyor.
Şehir Kurma Fakat Yönetememe Sorunu
City Tales – Medieval Era, şehir kurmadaki sunduğu özgürlüğü, ne yazık ki yönetim tarafına pek yansıtamıyor. Bu durum, en başta sorun olmasa da bina çeşitliliği arttıkça sıkıntılar belirginleşmeye başlıyor. Sınırlarını kendinizin belirlediği mahalle bölgeleri sadece yerleşim alanları değil; aynı zamanda bazı kaynak tesislerini ve kamu binalarını da kapsıyor. Özellikle bina yükseltmeleri için gerekli olan doğal kaynakların işlenmesi, doğrudan bu bölgelerde gerçekleşiyor. Her mahalle bölgesi, maksimum iki kamu binası ve iki kaynak tesisine ev sahipliği yapabiliyor. Ancak asıl problem şu: Hangi binanın nerede yer alacağına siz karar veremiyorsunuz.
Kamu binaları, çevresindeki dairesel etki alanı içerisindeki tüm yapıların geliştirilmesinde kilit rol oynuyor. Bu binaların doğru konumlandırılması, sınırlı para kaynağının verimli kullanımı açısından büyük önem taşıyor. Ancak bu binaları istediğim noktalara yerleştirememek, zamanla oyunu içinden çıkılamaz bir hale getirdi.
Sistemin en sorunlu yanıysa evlerin üst seviyeye geçebilmesi için rastgele belirlenen kamu binalarına ihtiyaç duyması. Kamu binalarının etki alanları düşünüldüğünde, evlerle kamu binalarının doğru şekilde örtüşmesini sağlamak imkansız hale geliyor. Bu durum, yalnızca ilerlemeyi sekteye uğratmakla kalmıyor, aynı zamanda oyunun sunduğu planlama hazzını da zedeliyor. Bugün itibariyle erken erişim sürecine adım atan oyunun bu sorunu kısa sürede çözeceğine inanıyorum.
City Tales – Medieval Era, basit ve ucuz gözüken bir arayüz tercih etmiş. Erken erişimde olması ve yol haritasında bir arayüz güncellemesi bilgilendirmesi yapmaları nedeniyle, bu durum anlaşılabilir. Oyunun güncel sürümünde, belli başlı bölgesel etkilerin takibinin yapılabileceği araçlar pek bir şey ifade etmiyor. Hangi binaların hangi sınırları kapsadığının daha iyi anlaşılması gerekiyor. Bununla birlikte, kamu tesislerinde üretim sekmelerinin görsel ve yapısal şekilde gelişmesi gerekiyor.
Yollar Kendi Oluşur
City Tales, kısa sürede kalbimi kazanan bir yapım oldu. Şehir kurma türüne olan naçizane aşinalığım, bu deneyimi eski bir dostla yeniden buluşmak gibi hissettirdi. Oyunun belki de en şiirsel yanıysa, oyuncuya yolları kendisinin çizdirmemesi. Siz binalarınızı yerleştirirken, NPC’lerin sıkça kullandığı güzergahlar zamanla doğal yollara dönüşüyor. Bu da oynarken aklımda tatlı bir detay olarak kaldı.
Dokuzuncu yüzyıldan fırlamış gibi görünen o küçük kasaba yapısının, kontrolüm dışında dev surlara sahip bir krallığa evrilmesi için biraz daha zamana ihtiyacımız var. Erken erişimdeki oyun, şimdilik 50’den fazla kaynak ve 60’tan fazla bina çeşidinin ötesinde çok fazla içerik sunmuyor.
Erken erişim yol haritası, oyunun bize ilerleyen tarihlerde neye dönüşeceği hakkında fikir veriyor. Bunları teker teker ele almayacağım, nitekim oyunun tam sürümü çıktığında bir kez daha buralarda olacağız. Tek dileğim, tonla yeni şey eklemeden önce ellerindekini mükemmelleştirmek olacaktır.
Daha fazla haber ve incelemelerimiz için sitemize ve sosyal medya hesaplarımıza göz atmayı unutmayın!