Close Menu
    X (Twitter) Discord
    Tourens
    • Oyun
    • İncelemeler
    • Söylentiler
    • Pc
    • Konsol
    • Dizi / Film
    • Anime
    • Rehberler
    • Kutu Oyunları
    X (Twitter) Discord
    Tourens
    Dying Light İncelemesi Kapak Fotoğrafı
    Mert TunaYazar: Mert Tuna25/09/20257 Dakika Okuma Süresi

    Dying Light: The Beast – İnceleme

    Polonyalı geliştirici Techland, zombi türündeki yenilikçi yaklaşımıyla tanınan bir stüdyo. Serinin ilk oyunu Dying Light ile parkur odaklı oynanışı korku atmosferiyle birleştirmiş, devam oyunu Dying Light 2: Stay Human ise bu yapıyı genişletmişti. Şimdi ise karşımızda, başlangıçta bir DLC olarak planlanan fakat kapsamı büyüdükçe bağımsız oyuna dönüştürülen Dying Light: The Beast var.

    Bu dönüşüm, oyun dünyasında alışık olduğumuz örneklerden biri: Assassin’s Creed Mirage gibi projeler de benzer şekilde DLC’den bağımsız oyuna evrilmişti. The Beast, aynı yöntemle geliştirildi ama içerik hacmi ve hikâye kurgusuyla bağımsız bir yapım olmayı fazlasıyla hak ediyor. Oyunun çıkışı Türkiye için ayrıca özel bir anlam taşıyor. Çünkü yapım, Türkçe altyazı desteği ile birlikte geliyor ve küresel fiyatı 50-70 dolar bandındayken, Türkiye’ye özel olarak 45 dolar civarında satışa sunuldu.

    Hikaye: Kyle Crane’in Geri Dönüşü

    Dying Light: The Beast oyunundan Kyle Crane
    Kyle Crane

    Serinin hayranları için en önemli sürpriz, ilk oyunun baş kahramanı Kyle Crane’in geri dönüşü. Dying Light: The Beast, Crane’in üzerinde yapılan deneylerden 10 yıl sonrasında geçiyor. Bu süreçte yaşadığı travmalar ve deneylerin bıraktığı izler, karakterin hem fiziksel hem de psikolojik mücadelesine yön veriyor. Crane acı dolu 10 yılın ardından intikam yemini ederek yeni bir maceraya atılıyor. Bu intikam hikayesinde de karşısına bir çok yeni dost ve engel çıkıyor.

    The Beast ile beraber önceki oyunlar hakkında da bir çok yeni bilgi edindik. Serinin ilk oyunu doğrudan Türkiye’de geçiyormuş. Uzun süredir tartışma konusu olan Harran’ın kökeni, bu kez net bir şekilde bağlanıyor. Türkiye adı ilk kez açıkça kullanılıyor ve Crane, geçmişinde Harran’da yaşadıklarını doğrudan dile getiriyor. Bu açıdan The Beast, serideki coğrafi belirsizliklere de nokta koyuyor.

    Önemli bir yenilik ise hikâye anlatımında kullanılan sinematikler. Daha önce tamamen birinci kişi bakış açısından takip ettiğimiz olaylar, artık zaman zaman 3. kişi kamera açılarıyla sunuluyor. Bu sayede Crane’i sadece kontrol etmekle kalmıyor, aynı zamanda kritik anlarda ekranın karşısında bir karakter olarak görebiliyoruz. Bu değişim, hikâyeye sinematik bir güç katarken oyuncunun karakterle bağını da güçlendiriyor.

    Crane’in hem kendi içindeki “canavar”la mücadelesi hem de dış dünyadaki tehditlerle savaşı, karanlık bir tonla işleniyor. Deneyler sonucu kazandığı güçler ve bunun getirdiği ikilemler, hikâyeyi yalnızca bir hayatta kalma macerası olmaktan çıkarıp psikolojik derinlik kazandırıyor.

    Oyun Dünyası: Castor Woods’un Sisli Atmosferi

    Dying Light: The Beast içinde keşif yaptığımız Castor Woods
    Castor Woods Gün Doğumu

    Dying Light: The Beast oyuncuları, bu kez Castor Woods adlı kırsal ve ormanlık bir bölgeye götürüyor. Şehir merkezli kaostan uzak, daha doğayla iç içe bir ortamda geçen oyun, seriye farklı bir hava katıyor. Yoğun sisler, dar patikalar ve karanlık göletlerle dolu bu dünya, oyuncuya hem huzur hem de sürekli bir tehdit hissi veriyor.

    Atmosferdeki görsel tasarım, açıkça Alpler’den ilham alıyor. Ağaçların arasında yükselen dağlar, puslu gökyüzü ve kasvetli ormanlar, keşfi hem keyifli hem de ürkütücü hale getiriyor. Özellikle gece olduğunda sisin arasında duyulan uzak çığlıklar ve ani karanlık baskısı, oyuncunun adımlarını dikkatle atmasına neden oluyor.

    Bu kez dünya yalnızca geniş değil, aynı zamanda daha yoğun detaylarla işlenmiş. Küçük köy evleri, yıkık köprüler ve gizli mağaralar, oyuncuya sürekli yeni şeyler keşfetme fırsatı sunuyor. Serinin alışık olduğumuz “parkur + dikey keşif” sistemine, bu kez doğal engeller ve orman dokusu eklendiği için keşif daha organik hissettiriyor.

    Castor Woods, bir yandan Crane’in geçmişiyle yüzleştiği mekânların kapısını aralarken, diğer yandan oyuncuya kendini asla tam güvende hissettirmeyen bir sahne sunuyor. Burada atılan her adım, sisin ardında saklanan bir tehdidin habercisi olabilir.

    Oynanış: Hayatta Kalma Dinamikleri ve Çevre Etkileşimi

    Dying Light: The Beast Baron’un Laboratuvarı

    Dying Light: The Beast, serinin alışık olduğumuz parkur, yakın dövüş ve hayatta kalma öğelerini korurken, oyunculara yeni deneyimler de sunuyor. Özellikle Castor Woods’un yapısı gereği, şehirdeki gibi sürekli binaların üzerinden koşmak mümkün değil. Bu durum, parkur deneyimini kısmen kısıtlasa da, oyuna farklı bir ritim kazandırıyor.

    Korku ve Atmosfer: Görmediğini Hissetmek

    Dying Light: The Beast, atmosfer konusunda serinin en iddialı işlerinden biri. Karanlık, yoğun sis ve ormanlık alanların kapalı yapısı oyuncuyu sürekli bir gerilim içinde tutuyor. Gündüz bile puslu gökyüzü ve loş ışık hâkimken, gece olduğunda işler bambaşka bir boyuta taşınıyor.

    El fenerinin kullanımı bu noktada kritik. Ancak bazı bölümlerde fener kullanılamadığında ya da düşmanlardan saklanmak için feneri kapatmak zorunda kaldığınızda, ekran neredeyse tamamen görünmez oluyor. Bu durum yeni oyuncular için dehşeti katlarken, tecrübeli oyuncular için “kör dövüş” hissi verip sabır testine dönüşebiliyor.

    Ormanlık alanlarda geçen bu bölümde, görüş mesafesi ciddi şekilde daraltılmış durumda. El feneri kullanmak neredeyse zorunlu, çünkü fener kapalıyken ekran tamamen kararıyor ve yön bulmak imkânsıza yakın hale geliyor. Bazen monitörün kapalı olduğunu düşünecek kadar yoğun bir karanlık hakim.

    Silahlar ve Parçalanma Efektleri

    Serinin en sevilen özelliklerinden biri olan parçalanma efektleri, bu oyunda çok daha gerçekçi hale gelmiş. Yakın dövüş silahlarıyla zombileri paramparça etmek tatmin edici bir his yaratıyor. Ayrıca, ateşli silahların geri dönüşü (tabanca gibi klasik silahlar) oyuncular için büyük bir artı. Yakın dövüşün yanı sıra menzilli seçeneklerin olması, özellikle zorlu durumlarda stratejik çeşitlilik sağlıyor.

    Araç Kullanımı

    Oyunda öne çıkan en önemli yeniliklerden biri, araç kullanabilme özelliği. Özellikle kırsal ve ormanlık bölgelerde, araçlar hem zaman kazandırıyor hem de güvenli bir ulaşım yöntemi sunuyor. Ancak bu durum, parkur öğelerinin ön plana çıkamadığı alanlarda parkurun eksikliğini daha da görünür kılıyor.

    Sinematiklerde Yeni Perspektif

    Dying Light The Beast Endüstriyel Bölge

    Dying Light: The Beast’in daha önce bahsettiğmiz bir önemli yeniliği de, artık bazı sinematiklerin üçüncü kişi bakış açısıyla sunulması. Önceki oyunlarda karakterimizi genellikle görme imkânımız olmazken, bu kez hikâyenin kritik anlarında Crane’in kendisini ekranda izleyebiliyoruz. Bu tercih, hem hikâyeye sinematik bir ağırlık katıyor hem de karakterle olan bağımızı güçlendiriyor. Oyuncu artık sadece Crane’in gözünden değil, dışarıdan da onun yaşadıklarına tanıklık edebiliyor.

    Sonuç olarak, atmosfer tasarımı hem görsel hem de işitsel olarak güçlü bir deneyim sunsa da, ışıklandırma ve görüş kısıtlamaları herkese hitap etmeyebilir. Yine de korku faktörünü artırma konusunda oldukça başarılı bir iş ortaya koyuyor.

    Castor Woods yalnızca zombilerle dolu bir alan değil, aynı zamanda oyuncuya farklı tehditler de sunuyor. Ormandaki dar yollar ve sisli ortam, düşmanların ani saldırıları için mükemmel bir zemin oluşturuyor. Özellikle zombilerin kalabalık gruplar halinde oyuncuya yüklenmesi, savaşları kaotik bir hale getiriyor.

    Ancak en dikkat çeken noktalardan biri, zombilerin oyuncuya sık sık atlayarak Quick Time Event başlatması. Bu durum, yalnızca oyunun akışını yavaşlatmakla kalmıyor, aynı zamanda sürekli tekrarlanmasıyla keyif bozucu bir hale gelebiliyor. İlk oyunda da oldukça başımıza gelen bir durumdu bu. Boss savaşlarında ise daha farklı bir deneyim sunuluyor. Özel animasyonlarla desteklenen, daha strateji isteyen dövüşler var. Bu savaşlar, her ne kadar klasik Dying Light kaosuna sadık kalsa da, beklenen kadar yenilikçi hissettirmiyor.

    Beast Modu ve Silah Gelişimi

    Dying Light: The Beast içinde düzenleme yapabildiğimiz kişisel envanterimiz
    Early Game İçin Edinebildiğimiz Ekipmanlar

    Dying Light: The Beast’de silahlar, her zamanki gibi Dying Light deneyiminin en önemli parçalarından biri. Oyunda ateşli silahların geri dönmesi (tabanca ve benzeri klasik silahlar) oyunculara nefes aldırıyor. Yakın dövüş silahları ise parçalanma efektleriyle desteklenerek daha tatmin edici bir his yaratıyor. Balta, bıçak, sopa gibi seçeneklerin yanı sıra, oyunda crafting sistemiyle özelleştirilebilen pek çok silah mevcut.

    Yine de çeşitlilik konusunda bazı eksikler göze çarpıyor. Özellikle Beast Modu devreye girdiğinde, oyuncuların çok daha güçlü ve fantezi dolu yeteneklere kavuşması beklenirken, bu güçler tatmin edici bir şekilde yansıtılamamış. Oyuncu gerçekten bir “beast” gibi hissetmek yerine, yalnızca ufak avantajlar elde ediyor. Bu noktada Beast moduna geçildiğinde tamamen bir güç fantezisi yaşamayı çok isterdim. Daha güçlü saldırılar, alan kontrolü ya da özel animasyonlarla desteklenen yetenekler olsaydı, bu mod çok daha unutulmaz bir deneyim sunabilirdi.

    Genel Değerlendirme ve Sonuç

    Dying Light: The Beast Castor Ormanları

    Dying Light: The Beast, hem köklü Dying Light mirasını sürdüren hem de kendi kimliğini bulmaya çalışan bir yapım. Techland’in sunduğu optimize performans, Türkçe altyazı ve özel fiyat desteği, oyunu Türkiye’deki oyuncular için ulaşılabilir kılıyor. Hikâyenin Kyle Crane üzerinden devam etmesi, özellikle serinin takipçileri için önemli bir bağ kuruyor. Ayrıca ilk kez kullanılan 3. kişi sinematikler, karakterimizi yalnızca bir kontrol aracı olmaktan çıkarıp, hikâyenin merkezinde gözlemleyebileceğimiz bir figür haline getiriyor.

    Bununla birlikte oyun bazı eksikliklerden de muzdarip. Beast Modu, isminin vaat ettiği kadar güçlü ve fantezi dolu hissettirmiyor. Oyuncuların çok daha yaratıcı ve yıkıcı güçlere erişmesi beklenirken, mod yalnızca sınırlı avantajlar sağlıyor. Dahası, zombilerin savaşın ortasında oyuncunun üzerine atlayarak Quick Time Event başlatması gibi tekrar eden mekanikler, oynanış akışını kesintiye uğratıyor.

    Sonuç olarak, Dying Light: The Beast, atmosferi, parçalanma efektleri, araç kullanımı ve geri dönen ateşli silahlarıyla seriye güçlü bir ekleme yapıyor. Ancak eksik kalan yönleriyle daha çok “potansiyeli yüksek bir yan oyun” gibi hissettiriyor. Yine de seriyi sevenler için kaçırılmaması gereken bir deneyim.

    Daha fazla haber ve incelemelerimiz için sitemize ve sosyal medya hesaplarımıza göz atmayı unutmayın!

    Dying Light: The Beast Kompakt ve Güzel Bir Deneyim!

    8 Başarılı!

    Dying Light: The Beast, serinin köklü mekaniklerini korurken yeni dokunuşlar ekleyen bir yapım. Türkçe altyazı ve özel fiyat desteğiyle Türkiye’deki oyuncular için değerli bir jest sunuyor. Parçalanma efektleri, araç kullanımı ve geri dönen ateşli silahlar oyuna çeşitlilik katıyor. Ancak Beast Modu’nun yeterince güçlü hissettirmemesi, sık tekrar eden Quick Time Event’ler ve kırsal bölgelerde zayıf kalan parkur deneyimi, oyunun potansiyelini gölgeleyen unsurlar arasında.

    Serinin hayranları için kaçırılmayacak, ancak daha fazlasını bekleyenler için eksik yönleriyle tartışmalı bir deneyim.

    Artılar
    1. Türkçe altyazı ve özel fiyat desteği
    2. Optimize Performans (Konsol ve PC)
    3. İlk oyun ve ikinci oyunun güzel özellikleri ile harmanlanmış sadık bir yapım
    4. Korku-aksiyon dengesinin köklerine geri dönmesi
    5. Parçalanma efektleri ve gore seviyesi
    Eksiler
    1. Beast modu yeterince güçlü ve tatmin edici hissettirmiyor
    2. Quick time event'lerin sık tekrar etmesi akışı bozuyor
    3. Harita serinin diğer oyunlarına kıyasla biraz küçük
    4. Boss savaşlarında yenilikçi unsurlar sınırlı
      Yorum bırakın
      Bir Yanıt Bırakın Iptal

      Editörün Seçtikleri

      State of Play – 25 Eylül 2025

      8.5

      Cronos: The New Dawn İnceleme

      13/09/2025

      Uzun Yolun Yeni Adresi: Road Kings

      01/09/2025

      Path of Exile 2 The Third Edict 0.3 Güncellemesi

      21/08/2025

      Yeni Call of Duty: Black Ops 7

      20/08/2025
      Sosyal Medya
      • Twitter
      • YouTube
      • Twitch
      • Instagram
      Tourens
      • İletişim
      • Ekibimiz
      • Hakkımızda
      © 2025 Tourens. Tüm Hakları Saklıdır.

      Arama kutusunun üzerine ne aramak istediğinizi yazın...