From Software’ın oyun dünyasına kazandırdığı en etkileyici yapım olan Elden Ring, Nightreign ile 30 Mayıs’ta karşımıza son bir kez daha çıkmaya hazırlanıyor. Temel oyunun anlatı tarzı ve oynanış mekanikleri ile gelen Nightreign, oyuncuları Altın Düzen’in gölgesinde kalan, lanetlenmiş topraklara davet ediyor.

Elden Ring, Nightreign oyununu PC’de incelememiz için kod ileten Bandai Namco‘ya teşekkür ederiz.
Hikâyenin Karanlık Yankıları: Nightreign’in Özü
Nightreign’in hikâyesi, Erdtree’nin ışığının ulaşamadığı, unutulmuş bir diyarda geçiyor. Bu diyarda hüküm süren karanlık varlıklar ve düşmüş tanrılar, zamanla yok olmuş bir imparatorluğun kalıntıları arasında yaşam mücadelesi veriyor.
Elden Ring Nightreign’in merkezinde ise zamanında Erdtree’nin lütfundan mahrum kalmış, ismi bile unutulmuş bir tanrının intikam arzusu yatıyor. Bu karanlık figür, Altın Düzen’i alaşağı etmeyi ve dünyayı yeniden şekillendirmeyi hedefliyor. Oyuncular olarak bizlerin görevi ise bu tehdidi durdurmak.

Elden Ring Nightreign diğer Souls oyunlarında olduğu gibi hikayesi ile ön plana çıkan bir yapım değil. Hatta hikayeyi diğer oyunlardan daha bile geri plana atıyor diyebilirim. Peki bu gerçekten önemli mi? Bana soracak olursanız, hayır. Çünkü yapım hikayesi ya da hikaye sunumu ile ön plana çıkmaktansa oynanışı ile ön plana çıkmayı hedefliyor. Peki bunu ne kadar başarabiliyor? Gelin birlikte buna bir bakalım.
Ölümle Dans: Nightreign’in Oynanışı
Elden Ring Nightreign, biz oyunculara Souls mekanikleri ile Roguelike yapısını harmanlayan bir oynanış sunuyor. Sunduğu oynanış, derinlik ve çeşitlilik açısından ise From Software kalitesine bakınca bir tık yetersiz hissettiriyor. Oynanışın temel döngüsü, başlarda merak uyandırıcı ve keyifli olsa da zamanla alınan keyif ve oynama isteği azalabiliyor. Bunun sebebi ise Roguelike türü için bile tekrar hissiyatının fazla olmasından kaynaklanıyor.
Oyunun haritası pek de büyük değil. Bu dar alan, Roguelike bir yapıya uygun olarak tekrar tekrar ziyaret edilmek üzere tasarlanmış. Ancak harita boyutunun küçüklüğü ve çevresel çeşitliliğin sınırlı olması, keşif duygusunu zayıflatıyor.
Oynanış döngüsü, üç oyun içi gün süren bir yapıya sahip. Bu süre zarfında oyuncular bir bölgeyi temizliyor, kaynak topluyor ve boss savaşlarına hazırlanıyor. Bu oynanış döngüsü oyunun türü için pek de farklı değil zaten ancak türün diğer yapımlarına nazaran ilgi çekiciliğini zamanla kaybediyor. Bunun en büyük sebebi ise oyunun zaten bildiğimiz, gördüğümüz şeyleri sunuyor olması. Bu durum benim için bir tık can sıkıcı olsa da var olan içeriği değerlendirdiğimizde ortada kötü bir malzeme yok. Oynanış döngüsü yer yer sıkıcı olsa da genel olarak keyifli hatta eski oyunlardan tanıdığımız bosslar ile tekrardan savaşabilmek ayrı bir keyif katıyor diyebilirim.

Oyuncular, sekiz farklı sınıftan birini seçerek maceraya başlıyor. Bu sınıfların birbirinden ayrıldığı en temel unsur, her sınıfın bir tane pasif ve iki tane özel yeteneği bulunması. Aktif yeteneklerden biri kısa sürede yeniden kullanılabilirken, diğeri ancak oyuncu yeterli hasar verdikten sonra aktif hâle geliyor. Bu sistem teoride strateji ve ritim kazandırsa da, sınıflar arasındaki farklar yüzeysel kalıyor ve uzun vadede oynanış tarzını radikal biçimde değiştirmiyor. Bunun sebebi ise haritaya atıldıktan sonra herkes aynı silah havuzundan silah düşürüyor ve buna bağlı olarak hangi güçlü silah gelirse o kullanılıyor. Sınıfları belli bir oranda çeşitlendirme şansımız olsa da Elden Ring’te ki gibi bir derinlik beklememek lazım ki oyunun zaten amaçladığı şey bundan ziyade aksiyon dolu oynanışı. Hazır sınıflardan bahsediyorken örnek olarak en sevdiğim sınıf olan Executor sınıfından bahsetmek istiyorum. Bu sınıfı sevmemin temel nedeni, aslında tek nedeni parry yapabilen tek sınıf olması. Parry atabilmekten çok keyif aldım… Hatta oynarken ‘’ya bu mekanik neden Elden Ring’te yoktu’’ dedirtti bana. İşte bunun gibi her sınıfın kendine has mekanikleri var.
Genel olarak oyunun çeşitliliğine bakacak olursak Elden Ring Nightreign ne yazık ki beklediğimi veremedi. Yeni düşman tasarımları yok denecek kadar az; çoğu yaratık ve silah, ana oyundan doğrudan alınmış. Yeni silah ise neredeyse hiç eklenmemiş ve mevcut olanlar da yeterince farklılaşmıyor. Boss savaşları açısından da durum benzer: Bazı yeni yüzler bulunsa da, birçok boss açıkça önceki Souls oyunlarından devşirilmiş. Bu da özgünlük hissini zedeliyor. Lakin yapım yeni şeyler sunmayı hedeflemekten ziyade var olanları iyi bir şekilde sunmayı hedefliyor ve bunu da belli bir oranda başarıyor. Elden Ring Nightreign, tamamen oyuncuların ne beklediğine göre alacakları keyfin değiştiği bir yapım. Eğer yeni ve farklı bir deneyim bekliyorsanız hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz ama istediğiniz şey daha fazla souls deneyimi ise Nightreign sizlere istediğinizi verecek gibi duruyor.
Teknik Açıdan Nightreign
Elden Ring Nightreign, oynanış açısından tartışmalı yönler taşısa da, teknik açıdan hem olumlu hem de olumsuz yönleriyle dikkat çekiyor.
Nightreign’in en belirgin zayıflıklarından biri kesinlikle görsel kalitesi. Ana oyundan bile daha zayıf, günümüz için eksik kalan bir grafik seviyesine sahip yapım. Evet Souls oyunları hiçbir zaman doku kaliteleri ile öne çıkan işler olmadı ama her zaman mekan tasarımları ve sanat dizaynı ile göz alıcı oldular. Nightreign’de ise görselliği geçtim sanat dizaynı da yetersiz kalıyor. Doku kaliteleri düşük, çevresel detaylar yetersiz ve ışıklandırma artık çağ dışı kalmış hissi veriyor. Yeni nesil donanımlar için herhangi bir görsel atılım sunulmuyor.

Grafikler zayıf olsa da, savaş animasyonları ve vuruş hissiyatı hâlâ çok güçlü. Özellikle ağır silahların temas anı ve ses efektleriyle birlikte oynanış tatmin edici bir deneyim sunuyor. Karakter hareketleri akıcı ve düşmanlarla olan etkileşim dinamik.
Teknik performans açısından From Software’in diğer işlerine nazaran Nightreign stabil bir deneyim sunuyor. Uzun süreli oynanışta herhangi bir FPS düşüşü, çökme ya da yükleme problemi yaşamadım. Özellikle PC tarafında optimize edilmiş grafik ayarları sayesinde düşük donanımlarda bile akıcı bir deneyim sunacak gibi duruyor.
SON SÖZ
Elden Ring Nightreign, büyük beklentilerle gelen bir yapım olmasına rağmen sunduğu içerik ile bu beklentileri ne kadar karşılar bilemem ama eğer talep ettiğiniz şey sağlam Souls mekanikleri ile güzel bir Roguelike deneyimi ise Nightreign size istediğinizi verecek gibi duruyor.
Yapım yeni sınıf sistemi, tatmin edici vuruş hissiyatı, başarılı boss savaşları gibi olumlu yönler barındırsa da, bu öğeler oyunun “FARKLI” bir deneyim olmadığı gerçeğini örtbas edemiyor. Özellikle harita boyutunun küçük oluşu ve birçok içeriğin diğer oyunlardan doğrudan alınmış olması yapımı sıradanlaştırıyor.

Elden Ring Nightreign, türe gönül vermiş oyuncular için bir süre nostaljik bir deneyim yaşatabilir; ancak hem teknik hem de içerik bakımından ciddi anlamda yeni bir şey sunmayan bu yapım, From Software’dan beklenen yaratıcılığı ve cesareti yansıtamıyor. Karanlık bir dünyaya adım atmak hâlâ cezbedici olsa da, bu dünya ne yazık ki daha önce defalarca adım attığımız bir yer gibi hissettiriyor.
Daha fazla haber ve incelemelerimiz için sitemize ve sosyal medya hesaplarımıza göz atmayı unutmayın!
Elden Ring Nightreign
Nightreign, temel oynanış mekanikleri açısından tatmin edici bir deneyim sunuyor olsa da içeriğin çok da yeni hissettirememesi ile monotonlaşabiliyor. Yine de roguelike türü içinde yerini sağlam bir yerden kaptı diyebilirim.
Artıları
- İyi boss savaşları
- Vuruş hissiyatı
- Temel mekanikler sağlam
- Online deneyim keyifli
Eksileri
- Yenilikten uzak içerik
- Aşina olduğumuz bosslar
- Yeni bossların sayısı az
- Yeni silahların sayısı az
- Sınıflar çok farklı hissettiremiyor