Keeper İncelemesi

Psychonauts serisi ile gönüllere nam salan Double Fine yine harika bir parça ile karşımızda. Bu kez platform oyunundan çok farklı ve bir o kadar da harika bir işle bizleri selamlamakta.

Dünyayı Aydınlatın

Keeper başlangıç olarak basit beklentilere indirgediğim, eğlence açısından yürüdüğümüz ve hikayesini anlatmak isteyen indie yapımlardan biri olarak dikkatimi çekmişti. Maceramızdan basit şekilde bahsetmek gerekirse: Karanlığın büyümeye başladığı, unutulmaya yüz tutmuş bir adada güçlü ve eşsiz ışığıyla yaratıkları “arındıran” can bulmuş basit bir deniz feneriyiz. Tüm adanın kulak vereceği şekilde, zirveden gelen bir çağrı üzerine uzun serüvenimiz başlamıştır. Bu yolculukta bize eşlik eden kuş dostumuzun yardımıyla engelleri aşıp en tepeye ulaşmak ise yegane görevimizdir.

Yolculuk boyunca türlü diyarlardan geçerek  Keeper hikaye anlamından direkt olarak tatmin eden ya da büyük anlamlar çağrıştıran bir iş değil kesinlikle. Oyunun “Bu macera yaptığın yolculukla alakalı” mottosunu baştan sonuna kadar takip ediyor. Yaklaşık 5 saatlik oynanışıyla anlatmak istediği genel bir tema yok. Kelimeleri kullanmadan anlatmak istediği genel temaya ayak uydurarak oyunun sizden istediği şey çok net. Tek yapmanız gereken zirveye ulaşmak, ve yolculuğunuzdan keyif almak. Ve keyif alma kısmı ise son derece eğlenceli şekilde lanse edilmiş şekilde bizlere.

Sadece yürü, ve rahatla

Oynanış konusunda işlediği tema da oldukça basit. Bir bölgeye ilerle, bulmacaları çöz, eğlenceli anların tadını çıkar. Ama söylemek gerek ki çoğu zaman oyun da bundan ibaret. Belirli bir yere kadar yapacağınız çoğu şey bulmacaları çözerek yolculuğunuza eşsiz manzaralarla devam etmek. Elbette bu oyunun sıkıcı ya da sadece bundan ibaret olduğu anlamına gelmiyor.

Keeper tek oturuşta bitirdiğim ama “artık aynı şeyleri mi yapmaya başladık sanki?” dediğim her anda da yeni bir özelliği sanki oynamaya devam etmeme teşvik eder gibi bir deneyim yaşattı bana. Denizlere yelken açıp kararan dünyayı temizlediğimiz bölgelerden, Zamanda ileri geri giderek medeniyetini kurtardığımız robot uygarlıklara kadar bir çok farklı sunum stili işliyor. Her sıkılıp şurayı da geçip çıkarım dediğim anda yeni bir özellik ve oynanış çeşitliliği sunuyor. Kimi zaman platformlarıyla sürükleyici anlar yaşatırken kimi zaman da anlamlı sahnelerle duygusal noktanızdan sizi yakalıyor. Hikaye anlatımında tek bir diyalog kullanmıyor olmasına rağmen kullandığı sinematografik açıklamalarıyla hiçbir söze gerek kalmadan kendini açıklayan bir oyun.

Etkileyici sahneleriyle Keeper

Sahneler demişken de görselliği ve sunumu Keeper’ı en etkileyici yapan faktörlerden biri bizce. Her fırsatta gördüğüm manzaralarda mola verip güzelliğinin tadını çıkarmak oyunu keyifli yapan en güzel özelliğiydi. Güzelliği sayesinde oyun olduğunu bir kenara bırakıp portre gibi izlemek bile başlı başına bir eğlence kaynağıydı. Grafiklerinin ve kaplamaların farklılığı da bu görsel şöleni türünün örneklerinden daha farklı hale getirerek maceranızı daha etkileyici noktalara çok başarılı şekilde taşımayı başarıyor. Işıklandırmalar ve görsel efekler zaman zaman göz yorucu seviyede olabilir. Hatta bazı oyuncuları rahatsız edebilecek ışık değişimlerine sahip olmasına rağmen herhangi bir uyarı noktası gördüğümü söyleyemem. Fakat genel olarak oynanışı bozacak derecede bir kusur değildi bu.

Küçük kusurlar ve eksikleri

Keeper birbirinden güzel bir çok özelliği barındırıyor olsa da eksileri de can sıkıcı noktalar olabilecek kadar da dikkat çekici. En başta oyuncuyu aktif tutmak için yeni özellikler getiriyor desek bile hala temelinde bulmacalar çözüp başka bölüme ilerlemekten öte değil. Bu bulmacalar gerçekten eğlenceli, kolay ve ne yazık ki bir o kadar da tekrara düşürüyor oynanışta. Bir bölgeden diğerine geçmek için aynı bulmacayı art arda çözmek gereken durumlara karşı tat kaçıran bir oyunanışa bile sahip olabilir belki bazı oyuncu kitlesi için.

Bahşedilen yeni bulmaca özellikleri dolayısıyla herkesin gözüne batacak bir durum olmasa bile hikayenin tadını çıkarmayı seven oyuncular açısından çok sürükleyici bir deneyim olduğunu söylemek zor. Ama genel döngü hala bulmacaları çöz, yeni bölgeye ilerle, yeni özellik edin üçlüsünden fazla ileri gidemiyor. Hikaye açısından edindiğimiz bu “özellikler” diğer bölümlerde kullanılabilen fonksiyonlar değil. Yani her bölümün kendi oynanışı var ve sadece o alanın hikayesine dahil olduğunuz sürece deneyimleyebileceğiniz bir durum. Optimizasyon konusunda da genellikle bir sorun olmadı. Tek problem büyük manzaralara baktığınız sırada nadiren can sıkıcı takılmalar mevcut.

Türüne hakim olmasanız bile…

…Keeper ne kadar önerilir bir yapım dersek, kesinlikle her kitleye hitap eden bir türde yapım olduğu ortada. Genç, yaşlı ya da hangi tür oyunlar sevdiğiniz önemli değil, birkaç saatlik sakinlik ve eşsiz bir deneyim yaşamak isteyen her oyuncunun şans vermesi gerektiğini düşündüğümüz bir oyun olmuş Keeper kesinlikle. Zor olmayan bulmacaları ve atmosferiyle sadece rahatlamak için oynayıp keyif alacağınız işlerden olduğu aşikar.

Kısaca Keeper

Bizim için, deneyimlemesi hoş ve sinematografik anlatım seven herkes için oynaması şart bir yapım. Double Fine Productions çıkardığı diğer işler gibi (Psychonauts 2) kesinlikle yine kendilerinden bahsettirecek bir oyun geliştirdiklerini gönül rahatlığı ile söyleyebiliriz. Bağımsız bir topluluk olmaktan, Xbox Studios çatısı altına girerek bu tutkulu ekibin kendilerine büyük oranda katkı sağladıklarını söylemek hiç yanlış olmaz. Kelimesiz ve üzeri kapalı hikaye anlatımı her ne kadar olması gerektiği kadar güçlü anlamlar barındırmasa bile sunmak istediği genel tema ve amacını olabildiğince açık sergiliyor.

Daha fazla haber ve incelemelerimiz için sitemize ve sosyal medya hesaplarımıza göz atmayı unutmayın

İncelendiği Platform: PC