Danganronpa ile zirveye ulaşıp, Master Detective Archives: Rain Code ile beklentileri karşılayamayan Kazutaka Kodaka son kozunu oynamak için The Hundred Line: Last Defence Academy ile karşımızda!
Spike Chunsoft ile sorunlar yaşayıp kendi stüdyosunu kuran Kodaka, Hundred Line ile büyük risk içinde. Rain Code ve gacha oyunu olan Tribe Nine sonrası beklediği ivmeyi yakalamayı başaramayan Kodaka, bunun son oyunu olabileceğini söyledi. Kendi şirketi olan Tookyo Games, belki de ekibin kariyerine nokta koyacak olan The Hundred Line ile ince bir çizgide ilerliyor.
100 Gün Süren Macera
Last Defence Academy, görsel roman doğası gereğince hikayesiyle ön plana çıkmakta. Başlangıç için bahsetmek gerekirse: İnsanlar ne zamandır olduğu belirsiz şekilde kubbe benzeri bir yerleşkede yaşamakta. Tokyo Konut Yerleşkesi adını verdiğimiz bu korunaklı yaşam alanı medeniyetin bilinen tek kalan örneği. Neredeyse her saat başı bilinmeyen siren sesleriyle herkesin saklandığı bir rutin hayata sahipler. Gerçek gökyüzünü görmemiş nesillerin yetiştiği bu dönemde mevsimleri bile bilmek güç halde.

Bu yaşantılara alışmış toplumda yaşayan kahramanımız Takumi Sumino, sıradan bir ailenin sıradan çocuğudur. Ailesini kaybetmiş çocukluk arkadaşı Karua, onun için çok fazla şey ifade etmektedir. İkilimiz okula giderken aniden çalan siren seslerinin içinde saklanacak sığınak ararlar. Etrafın sakinleşmesinin ardından dışarı çıkıp kendilerini kazara bir ara sokakta bulurlar. Küçük sorunlarla ayrı düşmelerinin sonucunda Takumi, Karua’yı bulmayı umarak yıkılmak üzere olan bir okula girer. Boş sınıfları aradığı sırada karşısına tuhaf görünümlü Sirei adlı hayaletin çıkmasıyla kendisini tekrar sokağa atar. Sokakta tekrar Karua ile buluşmayı başarmış olmasına rağmen hiçbir şeyin yolunda gitmediğini anlaması uzun sürmez.

Artık her gün gördüğü sokaklar kaos içinde ve tuhaf yaratıklarla donatılmış haldeydi. Endişe içinde eve dönüp ailesini kontrol etme ihtiyacı duyarken, Karua’nın saldırıya uğramasıyla durum daha umutsuzlaşır. Kurtarmaya çalışsa bile başaramayacağını düşündüğü sırada Sirei’nin tekrar karşısına çıkıp kendisine bir hançer fırlatması durumu olduğundan karmaşık hale sokar. “Hemoanima” adı verilen bu güçle yaratıkları durdurup değer verdiği insanların güvenini sağlayabileceğinden bahsetmesiyle kahramanımız kararını verir. Karua’yı bulunduğu problemden kurtarmasıyla Takumi “Akademiye” giriş için yeterli olduğunu kanıtlar. Takumi gözlerini tekrar açtığında ise kendini bir sınıf dolusu tanımadığı öğrenciyle beraber bulur. Bu bir grup genç artık “Son Defans Akademisi” öğrencileri olarak hiçliğin içindeki bir okulu korumakla görevlendirilmiştir.

100 Hikaye, 100 Olasılık
Ana senaryosu bu kadar özetlense de oyunun 100 farklı sonu olduğu unutulmaması gereken bir nokta. Başlangıçta Karua’yı kurtarmayıp, hançeri kendinize saplamadığınız bir senaryo izlemeye kadar özgür bırakan ilerleme opsiyonuna sahip. 100 rota için hangi diyalogları seçmeniz, veya doğru sona giden seçenekleri anlamak zor olabilir. Doğru son olan A rotasında ilerlerken size doğru gelen seçenek B hatta E rotasında sonuçlanabilir. Gerçekten belirli tek bir son olmasına rağmen oyuncunun istediği senaryoyu oluşturabiliyor olması eklenen en ilgi çekici ve özel kılan durum. Hikayeyi dilediğiniz gibi ilerleterek gidebileceğiniz 100 çizgiden herhangi birine sadece kendi seçimlerinizle ilerleyebilirsiniz.

Bu kadar ilgi çekici olsa da, sadece gerçek sonu oynayıp kısa vadede oyundan keyif almak isteyenler için can sıkıcı sorunlar çıkarma ihtimali de bulunuyor. Diyalogların ne kadar ağır değişken rolü oynadığının belirsiz olması beraberinde bir çok soruyu da getiriyor. “Acaba bu seçeneğimle olduğum rotadan ayrılır mıyım?” gibi bir çok soruya da yol açma şansına sahip ve oynayan için farklı şekillerde sonuçlanabilecek bir ilerleyiş . Çoğu seçenek gerçekten ağır, ve bir rol yapma oyununda olduğunuzu hissettiriyor. Ama seçimler kadar, oynanış da ilerlediğiniz senaryoyu etkileyebilir.
Savunmak İçin 100 Nedenleri Var!
Kule savunma tarzında oynanışı olan Hundred Line, iki farklı defans sistemine ev sahipliği yapıyor. İlki savunmanız gereken “Son Defans Akademisi” bariyerlerinin kırılmasını önlemek. Akademi sınırları içerisinde bariyerleri korurken Hemoanima güçleriniz sayesinde dostlarınız ölse dahi tekrar canlanma fırsatına sahipler. Savaş bitince hiçbir şey olmamış gibi davranabileceğiniz bu kurtarıcı mekanik sayesinde, intihar saldırıları gerçekleştirip düşmanlarınızı büyük hasar verip sizinle beraber mezara götürebilirsiniz. Tabii ki sizin geri gelmeniz şartıyla. 100 gün boyunca okulda kalarak savunduğunuz sürece 100. Gün sonunda okuldan mezun olup Tokyo’ya dönmeniz görevlendiriliyor. Bu günler içerisinde rastgele gerçekleşen bu okul sınırındaki saldırılar hazırlıksız yakalamak için sadece doğru anı bekliyor.

Oyunun ikinci değişkenine gelirsek, sadece okulu savunmak kesinlikle yeterli değil. Okul sınırlarından ayrılıp zaman zaman keşif yapmak da bu savaşçı öğrenciler için müfredatın parçası. Tek fark okul çizgisinden ayrıldığınız an sizi tekrar canlandıracak bir can kurtaran mevcut değil. Bütün harabe şehirde keşif yapıp canlı şekilde dönmek tamamen sizin sorumluluğunuzda. Ana karakterimizin dahi ölebileceği senaryolar gerçekleştirmenin mümkün olduğu bu oyunda izlediğiniz senaryoyu belirleyen en etkin özellik bu sınırlarda gerçekleşiyor. Masa oyununu andıran ve rastgele verilen adımlarla ilerlediğimiz bu haritada keşfedebileceğimiz alanlar sınırlı. Kesinlikle küçük sayılamayacak bir haritaya sahip olsa bile harabeler içinde yapılabilecek ve keşfedilecek bölge durumu yeterince çeşitlendirilmiş değil. Sadece belli kaynakları ve geliştirmeleri alıp geri dönmeniz gereken bir motivasyona sahip. Rastgele karşılaştığımız keşif senaryolarıyla hiç savaşmadan olabilecek en absürt yollarla bile ölmek mümkün.
Anahtar silahınız, Hemoanima!
Savunma ve saldırı bölümünü daha derinden işlemek gerekirse: Kule savunma türünden ne beklerseniz her şeyi size sunan bir oynanışa sahip Last Defence Academy. Dalgalar halinde üzerinize gelen düşmanları size verilen belirli hamle puanlarıyla yok etmeniz gerekmekte. Öldürdüğünüz bazı düşmanlara göre artan ya da azalan bu hamle puanları öylece saldırıp kazanmanızı istemiyor. Her hareketi yapmadan önce iki kere düşünmek gerek. Saldırdığınız her düşmanda artan “Voltaj” barıyla kendinizi şarj edip, daha yıkıcı saldırılar gerçekleştirebilirsiniz. Son çare olarak aşırı güçlü ama sizi de yok eden saldırılar gerçekleştirmek bile mümkün. Her karakter için destek, öncü ve defans gibi sınıflandırmalarla da taktiksel düzenlemeler oyuncunun ellerinde. Oldukça keyifli ve aktif tutan bu oynanış çeşitlilik açısından olabildiğince açık tutuyor. Bir bölümde sadece okul bariyerini korumak gerekirken, diğer bölüm bir arkadaşınızı korumanızı ya da “Komutanları” öldürmenizi isteyebilir.

Boss savaşları olarak nitelendirilen “Komutanlar” üzerinize akın akın düşmanlar göndermekle yetinmeyen canavarlar. Farklı güç gösterileriyle sizi oldukça zor durumda bırakmaya yeminli varlıklar. Bu komutanları bozguna uğrattığınız takdirde tekrar saldırmaması için infaz etmeniz gerekli. Size benzer Hemoanima güçlerine sahip bu komutanları yoldaşlarınızdan herhangi biri infaz etme özgürlüğüne sahip. Seçiminizle karakterlerin bu komutanlara benzer kan güçleri kazanmasını sağlayabilirsiniz. Daha güçlü özel saldırılar ya da daha çabuk voltaj kazandıran kalıcı pasiflerden fazla getirisi olmasa bile karakterler arasında belirli güç paylaşımları yapıp dengeli bir kurulum sağlamak gerekli. Gelecek savaşlar için kişiliğini beğenmediğiniz karakterleri bile okulunuz için infazlardan sorumlu kişi yapmanız gerekebilir.

Keşifler ve dünyası
Açık dünyası okuldaki sınıflar ve bölgeler dışında çok özgür denilemeyecek bir kısıtlamaya sahip. Okulda geçirdiğiniz her 10 günde yeni iki sınıf açılıyor. Ama bunun ne kadar açık dünya özgürlüğü sunduğu tartışmalı. Aktivitelerin çeşitliliğinde ise bu durum tam tersi. Açılan her bir yeni sınıfta yapabileceğiniz en az iki aktivite bulunmakta. Gün içinde en fazla iki boş vakit aktivitesi yapma seçeneği bulunuyor. Bu zamanı ne ile ve nasıl değerlendireceğiniz tamamen size bağlı. İster “Hediye-matik” ile arkadaşlarınıza özel hediyeler sunabilirsiniz, ister savaşın ardından havuza atlayıp rahatlamanın tadını çıkarırsınız.

Her boş zaman aktivitesi elbette sadece aylaklık ederek geçemez. Savaşta güçlenmenizi sağlayacak ekstra okul aktiviteleri de akademi içinde mevcut. VR gözlüğünde savaşları simüle edip daha da güçlenip, metal atölyesinde silahlarınızı ve yeteneklerinizi artırabilirsiniz. Elbette dilediğiniz gibi bu güçlendirmeleri yapmanız mümkün değil. Statü seviyeleri olarak geçen ders notlarınız belirli silah güçlendirmeleri yapmanız için gerekli koşullardan biri. Arkadaşlarınızla konuşup “Resim, Matematik, Bilim, Edebiyat ve Beden eğitimi” statüleri, güçlenmeniz için ana elementler. Kendinizi ve silahınızı güçlendirmek için şart. O yüzden arkadaşlarınızla vakit geçirip onlara sevecekleri özel hediyeler sunmayı kaçırmayın.
Her yönüyle sanatı
Müzikleri ve sanat dizaynı konusunda Hundred Line gerçekten başarılı bir iş çıkarmış diyebiliriz. Savaşın temposunu, yaşadığınız durumların ciddiyetini yansıtan müziklerin ritmi ve kullanımı her duruma uygun şekilde hazırlanmış. Zaman zaman nostaljik hissettiren notalara benzerliğiyle müzikler açısından başından sonuna kadar başarılı ritimler yakalandığını duyabiliyoruz. Sanat tasarımı konusunda Kodaka serilerinde her zaman çizim tarzının farklılığıyla öne çıkan isim olmuştur. Karakterlerin çizimi, ara sahneler ve atmosfer tasarımı baştan aşağıya yine sanat bölümündeki özeni kanıtlıyor.

100 Marifet, kaç eksi?
100 Line olarak adlandırılan bir oyun elbette baştan aşağıya kusursuz olamaz. Bu kadar içerik ve kalabalık beraberinde bazı eksi yönleri de getiriyor. Bunlardan en belirgin olanı ise gerçekten de “100 ayrı senaryo” barındırıyor olması. Başta da bahsedildiği gibi en küçük değişiklikler bile izlemek istediğiniz rotadan sizi saptırabilme olasılığına sahip. Gitmek istediğiniz senaryodan uzaklaşmak da sizin için hikayede kopukluğa neden olabiliyor. Çoğu sonda okulda 100 gün geçirmek gerektiği için tekrar etmek, veya farklı yolları izlemek yorucu. Karakterlerle geçirdiğimiz boş zaman aktiviteleri ise Kodaka’nın eski oyunları kadar güçlü hissettirmiyor. Hundred Line içinde bu aktiviteleri gerçekleştirmek hem kısa, hem de yeterince gerekli durmuyor.
Öğrencilerle konuşup ders puanları elde etme dışında ödüllendirici değil. Bu durum son seviye puana eriştiğiniz gibi o kişi ile konuşacak başka durum gerekmediğini gösteriyor. Dış dünya keşifleri sadece zarlarla belirli bir noktaya gitmekten ibaret olması yeterince özgür keşif sunmuyor. Optimizasyon sorunları barındırmıyor fakat erişilebilirlik açısından bazı özelliklerin olmaması oyun içi içerik olarak can sıkıcıydı. Ara sahnelerde “Atla” tuşunun ekrandan kaldırılmaması, tuş atamalarının varsayılan olarak karmaşık durması gibi basit hatalar. Atlama seçeneği hala bulunmasa da tuş atamalarını düzeltmek mümkün, ama olması gerektiğinden daha yorucu.
Kısaca The Hundred Line:
Genel olarak bahsetmek gerekirse ise Hundred Line 2025 yılı için çok iddialı gelen bir görsel roman oldu. Sürükleyici bir hikaye arayışına giren herhangi birine şiddetle önerilmesini söyleyebileceğim bir iş olsa da, görsel roman tarzı herkesin sıcak olduğu bir nokta değil. Daha aktif oyun tüketen oyuncular için yaklaşması zor, ama kule savunma türüyle bile bir çok oyunu gölgede bırakabilen bir bütünlüğe sahip. Kararlarınızdan emin olduğunuz sürece ana hikayeden sapması göründüğü kadar kolay değil, ama yine de hiçbir seçeneği öylece işaretlememekte fayda var. Her bir senaryosu ayrı dramaya ve eğlenceye sahip 100 rotası ile görsel roman türü için bir dönüm noktası olmaya hak kazanıyor.
The Hundred Line: Last Defence Academy, 24 Nisan itibarıyla sadece Switch ve Steam’de çıkışını yaptı.
Daha fazla haber ve incelemelerimiz için sitemize ve sosyal medya hesaplarımıza göz atmayı unutmayın!
The Hundred Line: Last Defence Academy
Rol yapma özellikleriyle ucu açık bir çok senaryoya ev sahipliği yapmasıyla türünde takdir edilesi bir işe el atan bir görsel roman. Tower defense oynanışıyla oyuncuyu eğlendirirken taktiksel düşünmeye iten başarılı mekaniklere sahip. Ana hikayesi oldukça ilgi çekici olsa dahi 100 ayrı son konsepti oyuncunun kafasını karıştırabilecek bir işleyişe sahip.
Artıları
- Etkileyici senaryo ve oynanış
- Yetenekler, saldırılar ve karakter zenginliği
- Başarılı müzikler ve sanat tasarımı
Eksileri
- Boş zaman aktiviteleri kısa ve genellikle önemsiz faaliyetler
- Belirsiz seçeneklerle istenmeyen rotalara yönelmek olması gerektiğinden fazla basit
- Bazı saldırı ve destek birimindeki karakterler yeterince kullanmaya teşvik edici değil
1 Yorum
incelemeye bayıldım elinize sağlık 🙏🏻❤️ kesinlikle hundred line oynayacağım bu incelemeden sonra