Zootopia 2 İncelemesi

2016 yılında vizyona giren Zootopia, izleyenlerin beğenisini kazanarak yaklaşık 1 milyar dolarlık bir gişe başarısına ulaşmıştı. Filmin bütçesinin 150 milyon dolar olduğunu düşünürsek, bu rakam neredeyse 10 katına denk geliyor. Durum böyle olunca, aslında diğer franchise’larda alıştığımızın aksine, devam filmi için acele edilmedi. Doğal akışa baktığımızda, bu kadar başarılı bir yapımın hemen ardından birkaç sene içerisinde yenisinin geldiğine şahit olurduk. Fakat Disney’in bu noktada, kendisinden beklenmeyen bir şekilde sabırlı davranmayı başardığını söyleyebiliriz.

2. Filmin Gerekliliği

Disney tarafından geliştirilen Zootopia, ilk filmiyle çıkış yaptığında oldukça özgün bir yapımdı. Sinemanın izleyici ilgisi açısından altın çağını yaşadığı bir dönemde bu kadar büyük ilgi görmesi, herkes tarafından yılın sürprizlerinden biri olarak adlandırılmasına neden olmuştu. Aynı sene çıkan animasyon bolluğunu da düşünürsek, aralarında adeta bir elmas gibi parladığını söylemek mümkün. Aynı yıl Moana, Kung Fu Panda 3 ve Kayıp Balık Dori gibi animasyonlar vizyona girmişti.

Dokuz yılın ardından çıkan Zootopia 2, ilk film ile oldukça benzer tatlar taşıyor. Fakat bu tatlar ne ilk film kadar özgün ne de verilen mesajlar ilk film kadar cesur bir noktada olabiliyor. Çoğu kısımda belli bir seviyenin üzerinde olsa da ne yazık ki film ilki kadar etkileyici olamıyor. Ancak bu, kötü bir devam filmi olduğu anlamına gelmiyor; aksine oldukça iyi bir devam filmi. Özellikle ilk filmi sevenler, bu filmden oldukça keyif alacaktır. Sadece bazı serilerde ikinci filmlerin ilk filmleri geçtiğini görürüz. Zootopia özelinde bunun çok geçerli olmadığını söylemek mümkün.

Bu noktada şunu da belirtmeliyim: Film, genel olarak tempo ve hikâye açısından bir an bile durağanlaşmıyor. Evet, bir çocuk filmi izlediğinizi bilseniz bile çoğu noktada sizi eğlendirmeyi başarıyor. Benim açımdan ilk film daha ciddi bir yapımdı ve bu politik unsurlar, filmin başarısının beklenenden üst seviyede olmasını sağlamıştı. Zootopia 2 ise bu kadar ciddi olmayı hedeflemiyor ve kendi hikâyesini anlatmaya odaklanıyor. Filmi bu bakış açısıyla izlerseniz pek fazla bir hayal kırıklığına uğrayacağınızı düşünmüyorum.

Detaylar

Sevilen ikilimiz Judy ve Nick, klasikleştiği üzere yine kendilerini kanıtlamak amacıyla, kendilerine güvenilmeyen bir konumda zorlu denilebilecek bir görevin üstesinden gelmeye çalışıyor. Bu zorlu görev ise, artık herkes tarafından normalleştirilen ve tıpkı dünyamızda olduğu gibi belirli gruplar üzerinde tabulaştırılan bir gerçeği ortaya çıkarmak oluyor. Film, bu yöndeki mesaj noktalarında ilk filme benziyor; fakat yazının önceki kısımlarında bahsettiğim gibi, o kadar keskin olamıyor. Elbette bunun nedeni muhtemelen hedef kitlesi olacaktır.

Yirmili yaşlarda bu filmi izlemek ile daha küçük yaşlarda izlemek arasında elbette dünyalar kadar fark var. Hedef kitlesi için çoğu noktada doğru yere parmak bastığını söylemek mümkün. Filmin görsel açıdan da ilk filmin üzerine koyduğunu belirtmeliyim. Elbette devasa bir Spider-Verse veya Arcane işçiliği beklemeyin; fakat kendi muadilleri arasında zirveye konulabilecek bir noktada. İkinci Zootopia filminin de tıpkı ilki gibi 150 milyon dolar civarında bir bütçesi olduğu konuşuluyor. Filmin gişe konusunda da bu yılın popüler işlerinden Lilo & Stitch’i geçmesi bekleniyor. Zor bir hedef olsa da çıktığı döneme bakarsak imkansız görünmüyor. Yıl sonunda çıkan filmlerin bu konuda genel bir avantajı oluyor. Tatil ve Noel dönemlerinin birleşmesi, sinema açısından da yoğun bir dönem oluşmasına neden oluyor.

İyi bir animasyondan bekleyeceğimiz üzere, seslendirme kadrosunun oldukça zengin olduğunu söylemek mümkün. İlk filmde olduğu gibi Ginnifer Goodwin ve Jason Bateman ikilisi, Judy ve Nick rollerini yeniden üstleniyor. İkiliden bağımsız olarak filmin içerisinde birden fazla cameo bulunduğunu da söyleyebilirim. Birçok ünlü ismin kısa sahnelerle kendilerine ait alanları bulunuyor. Bu noktalar, filmin eğlence dozunun biraz daha artmasına katkı sağlıyor. Yine Türkçe dublajda, ilk filmde olduğu gibi Cem Yılmaz Nick rolüyle tekrar karşımıza çıkacak. Aysun Topar da Judy rolünü yeniden canlandıracak. Kaçırmadan gitmenizi tavsiye ederim. Filmden keyif almak için de öyle devasa bir perdede izlemenize gerek yok; ortalama bir perde, filmden alacağınız keyfi düşürmez.

Daha fazla haber ve incelemelerimiz için sitemize ve sosyal medya hesaplarımıza göz atmayı unutmayın!